Rusya Ukrayna savaşı, Döviz krizi, Emlak krizi, Suriye operasyonları, Tahıl Nakliyesi, Rusya’nın AB ülkelerine doğal gazı Türkiye üzerinden verilmesi planı, Astana Zirvesi, İran’daki iç karışıklıklar, Türkiye için planlanan iç karışıklık ve Ege adalarının silahlandırılmasının ve adaların karasularının 6 milden 12 mile çıkarılmasını savaş sebebi olarak gören Türkiye’nin stratejik planları vs. diye devam ettirebiliriz gündemi. Bizi ilgilendiren ve en önemlisi de, Yunanistan’ın Ege adalarını Türkiye’ye karşı silahlandırması, Yunanistan’ın ABD’ye 9 tane askeri üs kurma iznini vermesi; çıkabilecek bir savaş ihtimalini, sonu karanlık bir kör dövüşüne doğru götürüyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİZ” resti konuyu başka bir boyuta soktu.
Türkiye’nin ve dünyanın mevcut ekonomik krizlerle ve yüksek enflasyon ile mücadelesi, milletvekili istifaları ile hareketlenen siyaset, seçime sayılı süre kalması, gündemin yoğunluğundan bir çırpıda öne çıkan bazı başlıklar.
Şimdi yukarıda saydığım ve daha da sayılabileceğimiz, yoğun gündem nedeniyle her an, her şey değişebiliyor. Panoramik olarak bakacak olursak; Yunanistan’da hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon nedeniyle zor bir kış geçireceği düşünülen Başbakan Kiriakos Miçotakis, son 30 yılda benzeri görülmemiş hayat pahalılığı ve yüksek enflasyonla mücadele etmeye çalışıyor. Buna rağmen, Yunan Başbakan Miçotakis, “ABD’nin gazıyla” kötü giden ekonomisine bakmadan, Ege Denizi’ndeki adaları silahlandırarak kaybedeceği bir savaşa hazırlanıyor. Kasım ayı bir hayli hareketli geçeceğe benziyor, gelişmeleri yakından takip etmek önemli, hadi hayırlısı.
Diğer yandan dünyadaki ekonomik istikrarsızlık ve hayat pahalılığı dalgası her yerde kendini hissettiriyor. Emlak fiyatlarının artmasıyla başlayan kriz, Temmuz ayı sonlarında, 40 tane bankanın iflas ederek batması, gözleri Çin’e çevirdi. Çin’in ayrıca Tayvan ile krizi sürüyor, her an sıcak savaşa ve ilhaka dönüşebilir, gelişmeleri yakından takip ederek, dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü; Çin mallarının dünya ticaretindeki payı %14,5, dünyada üretilen kişisel bilgisayarların yüzde 90,6'sı, klimaların yüzde 80'i, cep telefonlarının ise yüzde 70,6'sı Çin imzasını taşıyor. Var olan mevcut çip krizi üzerine çıkabilecek sorun ve krizlerin, kötü giden dünya ekonomisine yansımalarını ilave olarak düşünün.
İngiltere’de de sular bir türlü durulmuyor, kriz üstüne kriz yaşanıyor. Kraliçe II. Elizabeth’in 8 Eylül’de ölmesiyle, mevcut ekonomik kriz ve hayat pahalılığının dışında ülkede siyasi krizlerin ardı arkası kesilmiyor. Başbakan Boris Johnson, 2022 yılının Temmuz ayında istifa etmişti. Yerine 5 Eylül’de Liz Truss geldi, hemen akabinde göreve geldikten 44 gün sonra istifa ederek “İngiltere tarihinde en kısa süre görevde kalan Başbakan” unvanını aldı. Aynı zamanda Liz Truss İngiltere’de 3.cü kadın Başbakan olarak tarihe geçti. Şimdi Liz Truss’un istifasından sonra İngiltere tarihinin “En Genç ve ilk Hintli Başbakanı Rishi Sunak”oldu.
ABD’de ise yine ekonomik kriz ve fiyat artışları ile mücadele etmeye çalışırken, bir yandan da dünya jandarmalığı gereği NATO’nun da desteğiyle askeri müdahaleye devam etmesi, 8 Kasım 2022 tarihinde yapılacak ABD seçimleri, eski başkan Donald Trump’ın muhalefeti ile iç gündemi karışık. Cumhuriyetçiler ile Demokratlar ile arasında geçen kıyasıya çekişme neticesinde, eski başkan Donald Trump, başkan Bidon’u bir hayli zorluyor. Bu arada İngiltere’de olduğu gibi ABD’de siyasi değişiklikler olabilir. Haris, ABD’nin ilk Hint kökenli ve ilk kadın başkan yardımcısı olarak dikkatleri çekiyor. Kamala Devi Harris, yarın öbür gün İngiltere’deki gibi, ABD’nin ilk Hintli kadın başkanı olmasın… Olmaz olmaz deme…
Almanya, Fransa ve diğer AB ülkelerine baktığımızda, buralarda da kriz büyüyor, doğalgaz fiyatlarının artışı ve Rusya’nın doğalgaz ücretini rubleye çevirmesi, mevcut krizi daha da derinleştirdi. Enerji krizinin büyümesi, enflasyon ve hayat pahalılığına tepkilerin büyümesi sonucunda, önümüzdeki günlerde, sokak eylemlerini çokça görürsek, şaşırmayalım. Dikkat, Avrupa’da ortaya çıkan büyük ekonomik krizler neticesinde fabrika ve kurumsal firmaların, iflas bayrağı çekerek batışı da hızlanabilir.
Türkiye’de ise gündem sürekli değişiyor, dünya ekonomilerinde olduğu gibi Türkiye’de enflasyonun ve emtia pazar fiyatlarının artışı, gıda ve petrol krizi ile iç siyasetteki manevralar, vatandaşların gelecek endişesini artırıyor. Özellikle ekonomideki olumsuz durumun düzeltilmesi için, piyasaların rahatlatılması ve etkili ekonomik tedbirlerin alınması gerekiyor. Kanaatim odur ki, 17 Aralık 2021 tarihinde Merkez Bankasının “Döviz kurlarında görülen sağlıksız fiyat oluşumları nedeniyle piyasaya satım yönünde doğrudan müdahale edilmesi” tedbirinin de, bu sene sonunda da tekraren yapılarak, dövizin artık piyasada bir yatırım aracı olmaması amacını gerçekleştireceğini düşünüyorum. Bu hamle ile dolar yıl sonunda geçen sene olduğu gibi on lira seviyelerine gerileyebilir. Merkez bankasının aynı zamanda dünyada da geçerli olacak, altına dayalı bir Dijital para üretmesi, gelecekte Dolar’ın rezerv para özelliğini kaybetmesi sonucunda, söz sahibi olacak Türkiye açısından çok önemli olacaktır.
Yine bir konuya dikkat çekmek istiyorum. 12 Kasım 2022 Cumartesi günü saat 18:57’de İç İşleri Bakanlığı başkanlığında 81 il ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek “ÇÖK-KAPAN-TUTUN TATBİKATI” Yunanistan – Türkiye arasındaki Ege Adalarının silahlandırılması ve karasularının 12 mile çıkarılması isteği öncesi yapılması çok manidar geldi. Ayrıca Tatbikat öncesinde Türkiye’de ilk kez, aynı anda Haber Alma ve Yayma (HAY) sisteminden tüm Türkiye’deki vatandaşlara “BİLGİLENDİRME SMS’i” gönderilerek önemli bir deneme yapılacaktır. Tatbikatın yapılmasında görünen ana neden, 2022 yılının “Afet Tatbikat Yılı” ilan edilmesi, 1999 Düzce Depremi’nin yıl dönümüne gelmesi ve tüm Türk halkını olabilecek bir Afete (savaşa!) karşı hazırlıklı olmasını sağlamak olabilir, bu gibi çalışmalar önem arz eder ve yapılması da doğrudur.
Sözün özü, dünya; her geçen gün farklı bir mecraya doğru dönüyor, savaşlar, ekonomik krizler, kaoslar olsa da her sabah güneş doğuyor, yeni umutlar ile yeniden başlıyor hayat. “Bir şey değişir, her şey değişir”, inşallah; savaşlar olmaz, tüm insanlığın mutlu olduğu güzel ve mutlu günler gelir temennisiyle…