Bugun...


İrfan ONAN

facebook-paylas
Türkiye’de Muhtarlık Sistemi Değişiyor mu?
Tarih: 04-10-2024 22:52:00 Güncelleme: 21-10-2024 13:23:00


Son günlerde Anayasa değişikliği, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemine geçiş, Ekonomik yapıyı güçlendirme, Enflasyon ve kurlardaki artış ve Muhtarlık sisteminde değişiklik konuları gündemi işgal ediyor. Yerel seçim sonrası ortaya çıkan güncel gelişmeler ile özellikle tarım ve hayvancılıktaki üretim düşüşü ve mahalleye dönüşen köylerin durumu; muhtarlık sistemini öncelikli hale getiriyor. Burada değişik açılardan Muhtarlık sistemini analiz etmeye çalışacağım.

 

Konuyla ilgili analizime, Türkiye’de Yerel Siyasetin ve yerel hizmetin olmazsa olmazı; Muhtarlık sisteminin başlangıcından bugüne tarihsel gelişiminden başlamak istiyorum. Günümüzde bildiğimiz şekli ile Muhtarlık sisteminin temelleri ilk olarak 1829 senesinde İstanbul’da atılmış olup dönemin padişahı II. Mahmut tarafından Yeniçeri Ocağı’nın kaldırması sonucu, Yeniçerilerin yokluğunda tehlikeye meydan vermemek ve küçük birimlerin güvenliğini koruyabilmek için muhtarlık teşkilatı kurulmuş. Muhtarlık biriminin yasal olarak Teşkil-i Vilayet Nizamnamesi olarak düzenlenmesi de, ilk kez 1864 senesinde gerçekleşmiştir. 1876 senesinde yapılan İdare-i Umumiye-i Vilayet Nizamnamesi ile muhtarların görevleri daha ayrıntılı ve net bir şekilde ortaya koyulmuştur. Mahalle muhtar ve ihtiyar heyetleri, 1913 tarihli İdare-i Umumiye-i Vilayet Kanunu ile kaldırılmış olduğu halde, varlıklarını mahallelerdeki kamu hizmetlerinin bir gereği olarak 1933 yılına kadar fiilen sürdürmüşlerdir. 1933 tarihinde çıkartılan 2295 sayılı kanun ile varlığı sona erdirilen kuruluşun görevlerini, zabıta ve belediye gibi bazı kuruluşların yapması öngörülmüş fakat on yıllık bir uygulama mahalle muhtarlığının boşluğunun doldurulmasının mümkün olmadığı görülmüştür. 1944 tarihli ve 4541 sayılı Şehir ve Kasabalarda Mahalle Muhtar ve İhtiyar Heyetlerinin Teşkiline Dair Kanun ile Kanunun uygulama şekil ve esaslarına dair 1945 tarihli tüzük çıkarılmıştır ve bugünkü şeklini almıştır. Günümüzde varlığını koruyan ve muhtarlık mahalle yönetimini düzenleyen yasa 05.04.2004 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilmiştir. Bugün Türkiye’de mevcut 53 bin 370  adet muhtar bulunmaktadır.

 

Muhtarlık Sisteminin Dönüştürülmesi

 

Bir yandan E-Devlet sistemine geçildikten sonra Muhtarların görev alanında kalan bir çok işlem E-Devlet üzerinden ya da Nüfus Müdürlüklerince yapılması, muhtarların önem ve pozisyonunu bir nebze geriletmiş olması, diğer yandan 15 Nisan 2021 yılında çıkarılan Kırsal Mahalle ve Kırsal Yerleşik Alan Yönetmeliği ile Köyler mahalleye dönüştürülmesi, Muhtarlık sisteminin sorgulanmasına neden oldu.

 

Teknolojinin getirdiği kolaylıklar ile Kırsal Mahalle ve Kırsal Yerleşik Alan Yönetmeliğinin getirdiği olumsuzluklar bugün yaşanan olumsuzlukların temeli olsa da yarın için düzenleme olmazsa daha olumsuz sonuçlar doğuracağı kanısındayım. Türkiye’deki mevcut muhtar sayısının 50 bin 370 olması maaş ve diğer giderler hesaplandığında Ekonomik olarak bütçeye yıllık yaklaşık 25 milyar bir maliyet getirdiği, faydasının ne kadar rasyonel olduğu; internette ve kamuoyunda gündem olması bazı düzenlemelere kaynak oluyor.

 

Günümüzdeki Muhtarlık sisteminin yeniden yapılandırılması veya değiştirilmesi konusunda düşüncem şu ki, öncelikle 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun ek 3 üncü maddesi hükümleri çerçevesinde hazırlanan Kırsal Mahalle ve Kırsal Yerleşik Alan Yönetmeliği iptal edilerek tekrar mahalle olan köyler tekrar aslına yani köy statüsüne döndürülmelidir. Ve hatta buradaki Muhtarlıkların görev ve yetki alanları güçlendirilmelidir. Normal mahalleler ile ilgili bir düzenlemeye gidilebilir, kaymakamlıkta ilçedeki muhtarlıkları temsilen görevlerini yerine getirecek resmi bir birim kurulabilir.

 

Burada bana göre en önemli olan konu; 15.04.2021 tarihli ve 31455 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Kırsal Mahalle ve Kırsal Yerleşik Alan Yönetmeliği’nin iptal edilmesidir.  İptal edilmesinin en önemli gerekçesini hemen söyleyeyim; köy varlıklarının özelleştirilmesine yol açan Büyükşehir Yasası’nın her geçen gün, köylerdeki nüfusun azalıp, kentlere göçü artmıştır. Artan kent nüfusunu besleyecek topraklar, arsa olmakta, üzerlerine lüks villa yapılmakta, tarımsal üretim azalarak ithalata yönelmektedir.

 

2012 yılında Türkiye’nin nüfusu 75 milyon 627 bin 384 iken Kent nüfusu 58 milyon 448 bin 431 (%77,3), Belde ve Köylerin nüfusu 17 milyon 178 bin 953 (%22,7) idi. 2020 yılında 83 milyon 614 bin 362 iken Kent nüfusu 77 milyon 736 bin 041 (%93), Belde ve Köylerin nüfusu 5 milyon 878 bin 321 (%7) oldu. Rakamların Kaynağı, TUİK verilerine göre hesaplanmış olup bu rakamları bir de bugünkü halini düşünün.

 

İmar Kanunu’nun 21. maddesinde düzenlenen “Yapı ruhsatı” ve 30. maddesinde düzenlenen “Yapı Kullanma İzin Belgesi” ne karşılık gelecek şekilde 6360 sayılı Kanun’da düzenlenen “ruhsatlandırılmış sayılma” biçiminde çıkarılan kanun ile tarımsal vasfı korunacak olan arazilerde, mevcut imara aykırı yapılar hukuki güvenceye kavuşturulmuş ve tarım arazileri talan edilmiştir. Mahalleye dönüştürülen köy ve beldelerin ortak mülkleri el değiştirilerek, İşletmeler, araziler, gayrimenkuller gibi ortak varlıklar, köy tüzel kişiliğine ait olan tüm taşınmazlar, belediye ve mülki idarelerce devralınmıştır.

 

Elektrik su gibi altyapı hizmetlerinin maliyetleri artmış, köy içi yerlerin kentsel arsa statüsüne dönüşmesiyle çevre ve temizlik vergileri gelerek Çiftçinin, daha önce ödemediği birçok yeni maliyetle zor olan durumu daha kötüye gitmiş ve neticesinde tarlasını satarak köyü terk etmeye zorlanmıştır. Birçok mera satılmış ve bazıları da imara açılmıştır. Bu sonucunda küçük ve orta ölçekli tarım işletmeleri, tarım yapamaz hale gelince terk edilen tarım arazileri ve meralar yüksek bir hız ile tarım dışına çıkarılmaya başlanmıştır.

 

Muhtarlık sisteminin değiştirilmesi konusundan girdik, mahalle olan köylerin aslına tekrar köy statüsüne geçirilmesinin önemine geldik. Burada kesinlikle yanlış anlaşılmak istemem, Muhtarlık sistemi; yerel siyaset ve yerel hizmet açısından çok önemli, geçmişten bugüne de çok önemli hizmetlerde bulunmuşlardır. Ancak günümüz teknolojisinin geldiği nokta açısından bir gerçeği de ifade etmek gerekir, değişimin önünde hiçbir sistem duramaz. Daha mükemmele ulaşmak için günümüz şartlarına göre değişmek gerekir.

 

Yukarıda Muhtarlık sisteminin Türkiye bütçesindeki maliyet rakamlarına değinirken, 1829 yılından bugüne gelen hizmetlerini tarihsel gelişimini ve hizmetlerini anlatmaya çalıştım. Yerel siyaset ve hizmetin önemli figürü olan muhtarlık sistemi, içindeki tüm muhtarların bilgi ve tecrübeleri değerlendirilmek adına bir Kent meclisi kurulabilir. Ve kentin tüm mahallelerinin en ücra noktalarına hakim olan muhtarlar, burada yer alarak geleceğin meclis üyeleri olabilir ya da yeni bir kanal açılabilir diye düşünüyorum. Türkiye’nin en önemli konularından biri de yetişmiş, tecrübeli, liyakatli yöneticilere ihtiyacı olması ve verimli kullanılması olduğunu düşünüyorum.

 

Son söz, her şeyden önemlisi acilen mahalle haline getirilen köylerin aslına döndürülerek tekrardan tarım ve hayvancılığın canlandırıldığı üretim üsleri haline dönüştürülmesi dileklerimle…



Bu yazı 9197 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI