2018 yılında başlayan piyasa hareketliliği inşaat sektörünü olumsuz etkiledi. Özellikle dövizde meydana gelen ani yükselme gerek kamu gerek özel sektör müteahhitlerini zor duruma soktu. Belirsiz olan durumdan dolayı özellikle yatırımcılar yeni yatırını erteledi. 2018 ve 2019 yılı maalesef inşaat sektörü açısından oldukça yavaş ve sancılı geçti. Normal seyrinde üretilen konut sayısı yıllık bazda azaldı.
2020 yılının ilk 3 ayı da aynı şekilde  durgun geçti. Tüm dünyayı kasıp kavuran korona salgını inşaat sektörünü de olumsuz etkiledi. Fakat 2020 Haziran ayında özellikle kamu bankalarının konut kredisi faiz oranlarını sıfır evlerde yüzde 0.64’e, ikinci el evlerde ise 0.74’e indirmesiyle ciddi bir hareketlilik başladı. 2018, 2019 yılının belirsizliği ile yatırımdan kaçan herkes bu fırsattı kaçırmak istemedi. Faiz indirim hamlesi ve kampanyalar, gayrimenkul sektörü için 2020’nin dönüm noktası oldu. 
Hazirandan itibaren kredili satışlar hız kazanınca, aylık rakamlarda tüm zamanların rekorları geldi. 2020 Temmuz ayı Cumhuriyet tarihinin en fazla konut satışının gerçekleştiği ay oldu. Haziranda 190 bin, temmuzda 230 bin ve ağustosta 170 bin konut satıldı. Haziran-ağustos ayları arasındaki indirim sona erince, satışların hızı düşse de; yıllık yaklaşık 1.5 milyon adetlik konut satışı ile tüm zamanların rekor satışı yapıldı. Bu satışların % 2.6 sı yabancılara oldu.Salgına rağmen 2020 yılı sektör açısından parlak bir yıl olarak tarihe geçti. Dolayısıyla kredi faizlerinin ne denli önemli olduğunun Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında görmüş olduk.
Fakat bu hareketlik maalesef 2021 yılına yansımadı. Özellikle Pandeminin tekrar yükselişe geçmesi sebebiyle küresel ticaret durma noktasında geldi. Azr talep dengesi bozuldu ve  inşaat maliyetleri attı. İnşaatın en büyük kalemi olan inşaat demiri son dönemde hızla yükseldi. Bunun en büyük sebebi Çin Halk Cumhuriyeti'nin demir ihracatında yüzde 13 KDV istisnasını kaldırması oldu. Dünyanın en büyük demir ihracatçısı olan Çin'de demir fiyatlarına yüzde 13 gibi bir KDV oranı eklenince ithalat yapan ülkeler Türkiye'ye yöneldi. Türkiye'de üretim yapan fabrikaların ihracat bağlantıları arttı. Döviz kurunun yüksek olmasından dolayı yüksek karlılık oranlarıyla ihracat yapan demir üreticileri karlılıklarını artırmak amacıyla ihracat rakamlarını iç piyasaya da uyguladı. İç piyasada fiyatlar bir anda tavan yaptı. 
Tabiî ki her şey “demir” değildir; ama sektör açısından önemli bir algıdır. Ve maliyet için bakılan ilk kalemdir. Demir fiyatı düşerse konut fiyatları düşer mi; bence hayır. Ama demir fiyatı düşerse özellikle yatırımcılara ve müteahhitlere pozitif olarak yansıyacağı kesindir. Böylece sektör canlanır ve piyasalar hareketlenir. Çünkü hala inşaat sektörü Türkiye’nin lokomotif sektörüdür. 
 Şimdi tüm sektör, pandemi etkisinin azaldığı şu günlerde, inşaat girdi maliyetlerinin stabil hale gelmesini ve kredi faiz oranlarının düşmesini  dört gözle bekliyor.